HYUNDAI IONIQ 5 İLE ZAMANDA YOLCULUK
Hyundai’ın tamamen elektrikli otomobili Ioniq 5 geleceğin tasarım ve teknolojilerini herkesin ulaşabileceği seviyede sunarken biz de bu otomobille geçmişin izlerini takip etmeye, elektrik gücü olmadan tarihe iz bırakmış antik kentlere bu gelişmiş teknolojiyle ulaşarak adeta zamanda yolculuk yaptık.
Hyundai için adeta yeni marka olan Ioniq isminin ilk temsilcisi Inoiq 5 ile ilk karşılaşmamızda tasarımına takılıp kaldık. Bunun için otomobil dünyasının en ünlü tasarımcısı Giorgetto Giugiaro’ya teşekkür etmemiz gerekli. Bu noktada geçmişte iz bırakan otomobillerden Hyundai 1974 Pony Coupe concept’den ilham alınması çok etkileyici bir sonuç doğurmuş. Bir kez daha geçmişin izleri geleceğe uzanmış oldu. Üstelik Giugiaro, Zaman Makinesi olarak ünlenen DMC Delorean’ın da tasarımcısı. Ioniq 5’te de bu heyecan veren tasarım izlerini görmek mümkün.
Markasının alışılmışın dışında bir SUV sınıfı temsilcisi olan Ioniq 5 çok sade ama bir o kadar da detaylı tasarlanmış. Ioniq 5’in ön tamponunda hava girişi yokmuş gibi görünen tasarıma, aerodinamik avantaj elde edebilmek için aktif hava girişleri gizlenmiş. Bu kanatçıklar kapalıyken enerji verimliliğini arttırırken açıldığın soğutulması gereken ekipmanlara taze hava girişi sağlıyor. Bu açılır kapanır detaylar aerodinamik avantaj kadar tasarımda pürüzsüz bir bütün de sağlıyor. Keskin hatlarla şekillenen Ioniq 5’de LED ince farlarla modern görünüm desteklenirken Pixellerden oluşan aydınlatma grubunun retro bir hava kazandırdığını da söyleyebiliriz. Aslında sadece farlarda değil stoplarda da bununla benzer bir yapı tercih edilmiş. Şerit halinde otomobilin arkasını saran stop tasarımdaki aydınlatmalar da küçük küplerden oluşuyor.
Bir diğer açılır/kapanır tasarım detayını profilde görüyoruz. Gövdeye gizli kapı kolları da şık ve yenilikçi olduğu kadar da pratik bir kullanım sunuyor. Bu gizli detaylar Ioniq 5 ile yol aldığımız her noktada dikkatleri üstüne çekmesini sağladı. 20 inçlik jantlar her ne kadar gösterişli görünse de yine öncelik aerodinamik verimliliği korumak olmuş.
Bu köşeli ve keskin hatlar tesadüfen değil aynı zamanda verimlilik gözetilerek yerleştirilmiş. Bu sayede 0,288 Cd sürtünme katsayısıyla önceliğin verimlilik olduğunun da bize gösteriyor. Bunu elde edebilmek için ince düşünülmüş detaylara yer verilmiş. Bagaj kapağı üstündeki spoylerdeki kanallarla hava akışı yönlendirilmiş. Tabi burada rüzgar gürültüsünün de azaltılmış olmasıyla konfora katkı sağlanabilmiş.
Pixellerden bahsetmişken Ioniq 5’in her bir noktasında bu detaylarla karşılaşıyoruz. Sağ arka köşede dokunmatik olarak elektrikli açılır/kapanır şarj bölümündeki aydınlatmalarda da pixeller kullanılmış. Aynı zamanda bu küpler kullanıcı ile iletişim halinde. Bataryaların doluluk seviyesini buradaki aydınlatmalarla görmek mümkün.
Bu küpler bize aynı zamanda yüzlerce yıl öncesinin antik şehirlerinde işlenen parke taşları ve mozaikleri hatırlattı.Tasarıma dalıp gitmişken, biz hem uzun sürelik kullanım ve uzun mesafeli yolculukta Ioniq 5’in neler sunabildiğini görmek hem de modern ve köşeli çizgileri görünce aklımıza modern şehir plancılığının ilk adımlarının atıldığı şehir, Millet’li Hippodamos’un planına göre kurulan ilk ve en önemli olan Priene Antik Kenti geldi. Buralara kadar gitmişken de Efes Antik Kenti’ni de ziyaret edip, yanımızdaki elektriği antik şehirlere taşımak istedik.
Otomobille yol çıkmadan önce yerleşmek için yükleme alanlarını da keşfettik. Hyundai Ioniq 5’in öndeki kaput altında bir içten yanmalı motorunun olmaması bu noktada da 57 litrelik bir yükleme alanı sunulmasını sağlayarak akıllıca çözüm sunuyor. Aracın şarj kablolarını buraya koyarak bagajın tamamını kendi eşyalarımıza ayırdık. Valizlerimizi kolaylıkla yerleştirdiğimiz bagajın içerisinde eşyaları organize etmek de kolay şekilde yapılabiliyor. Bagaj kapağı arkasındaki 527 litrelik cömert alan koltuk sırtlıkları yatırılıp 1587 litreye kadar genişletilebiliyor.
Ioniq 5’in arka koltuklarına baktığımızda da elektrikli otomobil platformunun sağladığı özgürlüğün sonuna kadar değerlendirildiğini görüyoruz. Geniş ve aydınlık bir yaşam alanı ile birlikte koltuk konforu da çok başarılı. Elektrikli olarak ileri-geri ayarlanabilen arka koltukların sırtlıkları da manuel olarak ayarlanabiliyor. Bu sayede arkada da konfor üst seviyeye çıkartılmış. Elektrikli kontrol edilen perdeleri olan panoramik cam tavanı ile kabin içi aydınlığı iyice arttırılmış. Öndeki koltukların arasındaki konsol ileri-geri hareket ettirilerek esnek bir kullanım sunulmuş. Ön koltuklarda da konfor öne çıkıyor. Neredeyse yatar pozisyona kadar ayarlanabilen ön koltuklarda şarj sırasında konforlu yaşam alanında rahatça dinlenebiliyor.
Konsol tasarımı da modern görünen otomobilin direksiyonu üstünde beklediğimiz Hyundai logosu yerine dört adet pixel tasarımına yer verilmiş. Otomobilin içerisinde geri dönüştürülebilir bir çözüm olarak şeker kamışından elde edilmiş ham maddeler kullanılırken tekstil ürünlerinde yün ve poli-ipliklerden elde edilen malzemeler ve geri dönüştürülmüş PET şişelerden üretilen elyaf ile dokunmuş kumaşlar kullanılıyor. Ön konsol, düğmeler, direksiyon ve kapı panelleri gibi yüzeyler ise kolza bitkisinin çiçeklerinden ve mısırdan elde edilen yağlarla oluşturulmuş biyo içerikli bir poliüretan boya ile renklendirilmiş.
Biz de İstanbul’a yaklaşık 600 km mesafedeki Priene Antik Kenti’ne doğru yola çıkmadan önce aracın bataryalarını doldururken araç içindeki konforu da sonuna kadar yaşadık. Bir yandan arka koltukta oturan yolcu dizüstü bilgisayarını prize takıp kullanırken, öndeki yolcu da koltuğunu yatırıp konforlu bir dinlenme ortamı elde edebildi. Üstelik Bose imzalı yüksek kalitedeki ses sisteminin de etkisiyle müzik keyfi de bu konfora eklenince şarj süresi de göz açıp kapayana kadar geçmişti.
Şarj demişken, Ioniq 5’in zeminine yerleştirilen 72,6 kWh’lik kapasitedeki 800 voltluk batarya sistemi sayesinde 430 kilometrelik menzil elde edilebilmiş. Bu teknoloji de çok önemli. 400 voltluk sistemi 800 volta yükselten Ioniq 5 ile ultra hızlı şarj istasyonlarında 18 dakikada yüzde 10’dan 80’e bataryaları doldurmak mümkün. Uzun süreli yolculukların güvenli olması, sürücü ve yolcuların da ihtiyacı olan kısa süreli duraklamalarda da hızlı şarj ünitelerini kullanarak Ioniq 5’in bataryalarını tazelerken bizler de kahve yemek molalarıyla kendimizi tazeledik. Planlı bir yolculukla fazladan durak eklemeden uzun mesafeleri aşmak da sorunsuz gerçekleşiyor. Akşam konaklayacağımız yerde dar alanlara da park etmek zorunda kaldık. Araç dışındayken de kontrol sunan, araç kumandasından Ioniq 5’i ileri-geri hareket ettirip park yerlerinde önemli bir avantaj elde edilmiş.
Ortalama 19 kWh/100 km’lik fabrika verisi tüketim değeri verilse de uzun süreli yolculuğumuzda 18,6 kWh/100 km, bu yolculuğa çıkmadan şehir içi kullanımında ise elde ettiğimiz 13,8 kWh/100 km enerji tüketimini görünce şaşırdık. Bunu başarabilmesinde enerji reküperasyonunun çok verimli çalışmasının payı var. İstenirse kademeli olarak enerji geri dönüşümü seviyesi ayarlanabilirken, tek pedalla sürüş modu da seçilip sadece hızlanma pedalına basılarak da yol alınması mümkün. Bu seçenek de şehir trafiğinde büyük bir kolaylık sağlıyor.
Direksiyonu başında uzun süreli kullanımda da konfordan ödün vermeyen Ioniq 5 ile geçirdiğimiz saatler hatta günler bizi yormadan yol alabilmemizi sağladı. Elbette yolda da bu konfor etkileyici şekilde bizi sararken bir diğer şaşırtıcı nokta da hızlanmada karşımıza çıkıyor. Fabrika verilerine göre 5,2 saniyede hızlanan Inoiq 5 bir spor otomobil de olabildiğini gösteriyor. Bunun için ön ve arakada yer alan iki elektrik motorunun ürettiği 305 HP güç ve 605 Nm’lik torka teşekkür edilmeli. Elbette dört tekerlekten çekişin de verimli ve akıcı şekilde gücü yola iletebilmesi de önemli faktör. Toplamda yaklaşık 1300 kilometreyi geride bıraktığımızda ve yağmurdan, toprak zeminlere kadar farklı koşullarda da sürüş güvenliğinden hiç ödün vermediğini de görmüş olduk. Dört tekerlekten çekiş ve düşük ağırlık merkezinin yanında süspansiyon sisteminin başarısıyla konfor ve güvenlik kadar yol tutuş becerisi de elde edilmiş.
Priene Antik Kenti’ne geldiğimizde, Roma, Paris, Los Angeles ve New York gibi metropollere esin kaynağı olmuş ve ders kitaplarında anlatılan bir şehri gördük. Sokakların birbirini 90 derece keserek tasarlandığı, M.Ö. 4. yüzyıla uzanan ve zamanın en modern şehirlerinden birini ziyaret ettik. Elbette bu uzun süreli yolculuk ve sonrasındaki uzun süreli kent yürüyüşü ardından da bizim de tazelenme ihtiyacımız vardı.
Ioniq 5’in yeteneklerinden biri de enerjisini kullanıcılarla paylaşabiliyor oluşu. Aracın içerisinde birçok USB güç çıkışı, 12V çıkışlar, 230 V priz bulunurken, aracın dışında şarj kapağı arkasındaki çıkışa bağlanabilen bir dönüştürücü sayesinde 230 V güç çıkışıyla 3,6 kW’ye kadar enerji sağlayabiliyor. Yani aracın bataryalarındaki gücü, bir başka elektrikli otomobile şarj desteği sağlamaktan, elektrikli ev aletleri ya da kamp ekipmanlarına kadar esnek bir kullanım sunuyor. Biz de bu enerjiyi seyahatte olduğumuz için ihtiyaç duyduğumuz ütü ve fön makinasını çalıştırmak için kullanarak kendimizi ve kıyafetlerimizi tazeleyerek akşam yemeği için kısa bir hazırlık yapabildik.
Ertesi günde ise yağmurlu bir günde yola çıktık. Burada da Ioniq 5’in sürüş güvenliğini ve yol tutuş becerisini bir kez daha görmüş olduk. Sonraki durağımız olan Efes Antik Kenti’ne gelmiştik. Yoğun yağışın dinmesini beklerken, Ioniq 5’in arka koltuklarında sinema keyfi yapmaya karar verdik. Mısır patlatma makinamızı 230 V prize takıp mısırımızı patlatırken, tabletimizi de hareketli orta konsolu kendimize doğru çekip üstüne koyabildik. Arka koltukların konforunda Efes Antik Kenti’ni gezmeden önce de bir belgeselini Ioniq 5 içinde izlerken, panoramik cam tavanın altında korunduğumuz yağmur damlalarını görerek sanki korunaklı bir açık hava sinemasında gibiydik. Yağmur dinince Efes Antik Kenti’nde Celsus Kütüphanesinden, Kuretler Caddesi’nde yürüdük. Bu güzel tarihten esinlenen şehirlerde yetişen insanların torunları ise günümüzde Hyundai Ioniq 5’te tanıştığımız yüksek teknolojiyi hayatımıza kazandırdı.
Hyundai Ioniq 5 markası için çok önemli bir dönüm noktasını gösteriyor. Tasarımıyla Hyundai’ın yeni nesil tasarım anlayışını ve geleceğini gösterirken, markasının teknolojisiyle geldiği noktayı ve sürüş dinamikleriyle de ne kadar iddialı olabileceğini gördüğümüz Ioniq 5’in yeni nesil otomobil anlayışının geldiği noktayı anlamak için bize çok önemli bir referans oldu.